NİKEL KAPLAMANIN TARİHÇESİ
1751′de İsveç’te AXEL FREDRİC CRONSTEDT tarafından keşfedilen nikel, İlkçağ’dan beri başka madenlerle ala¬şım halinde kullanılıyordu (Çin’de, sonra Avrupa’da). XIX. yy.da birçok ülke, «bakır ve nikel» alaşımından para basıyordu. Ama saf madenin kul¬lanılmasına ancak XIX. yüzyılın so¬nunda, Kaledonya maden ocaklarının işletilmesiyle başlandı.
Birçok sanayi dalında bir nikel tuzunun elektrolitik ayrışmasıyla madenî parçalar nikelle kaplanır. Nikel kaplama yöntemi 1841′de Ruolz tarafından icat edilmişti. Nikelaj özellikle otomobillerin çelik parçalarının süslenmesinde ve ev âletlerinin yapımında kullanılır. Aşındırıcı ortamlara girecek bütün eşya için, kromajdan önce de genellikle nikelaj işlemine başvurulur.
Demirin bazı niteliklerini taşıyan beyaz, parlak maden.
Nikel dövülebilen ve ısıtıldığı zaman kırılmadan uzayabilen bir maden olmakla birlikte kullanılan madenlerin de en sertidir. Yer’in yüzeyinde pek bol değildir; göktaşlarında saf halde bulunur. Çıkartıldığı maden ocaklarında başka madenlerle karışık haldedir. Yeni Kaledonya garnierit’inde magnezyumla karışık olarak ortalama yüz¬de 6 nikel vardır; Kanada pirotin’leri ise demir ve bakırla karışık ola¬rak yüzde 3 nikelden meydana gelmiştir.
Nikel, maden cevherinin zenginleştirilip kavrulmasından sonra, elektrik fırınında ergitilmesiyle elde edilir: buna ham nikel denir. Son arıtma için genellikle elektroliz denilen kimyasal yönteme başvurulur.
Dünya nikel üretiminin yaklaşık olarak yarısı Kanada’da üretilir; bu bakımdan Kanada’yı Sovyetler Birli¬ği, Yeni Kaledonya, Küba ve Amerika Birleşik Devletleri izler. Türkiye’de bulunan nikel yatakları işletmeye elverişli zenginlikte değildir.
Saf nikel özellikle sağlamlığı nedeniyle kullanılır. Kimyasal etkenlerden (pas) etkilenmez, hava değişim-lerinden bozulmaz. Bu özelliği yüzünden nikel, birçok alaşım türünün ya¬pımında aranan bir elemandır. Bu alaşımlardan bazılarında yüksek oranda nikel bulunur (ferronikel, Nikrom): bunlar az genleşir, yüksek ısılara dayanır ve deniz suyundan etkilenmez. Bazı alaşımlar da çelik esa¬sına dayandırılır. Nikel-kromlu çelikler, hiç oksitlenmediklerinden, sanayide pek çok yerde kullanılır.
Metallerin yüzeylerini korumak metalin kendisini korumaktır. Çünkü yüzeyde küçücük bir noktada başlayan korozyon zaman içinde metalin iç kısımlarına doğru ilerler, paslanma ve çürüme gerçekleşir. Bu da metalin kullanımdaki ekonomik ömrünü kısaltır. Yılda üretilen demirin %20’sinin bu yolla devre dışı kaldığı düşünülürse, yüzeyi korumak amaçlı alınacak önlemlerin ne kadar değerli olduğu anlaşılabilir.